Normal bir aşk hikayesi yazmak geldi içimden. Kağıdı kalemi aldım
koskocaman AŞK HİKAYESİ yazdım başlığa. Sigaramı yaktım. Sonra düşündüm. Aklıma
iki gencin birbirini sevmesinden, kavuşamamasından ya da tüm zorluklara rağmen
birbirlerine kavuşmalarından başka bir şey gelmedi -ki bu zaten benim de yazmak
istediğim gibi normal bir aşk hikayesiydi- sigaram bitene kadar düşündüm, boş
duvarlara bakarak. Ardından birdenbire aklıma içinde iki kadın olan bir aşk
hikayesi geldi. Yazmaya başladım. Yazdıkça yazdım. Kelimeler adeta kalemimden
kayıp gidiyordu. Durmamalıydım. Durursam devamı hiçbir zaman gelmezdi. Yazdım,
yazdım, yazdım. O kadar normal bir aşk hikayesiydi ki bu başından sonuna kadar
her şeyi belliydi. İnsanların yazdığım ilk paragrafı okumaları bile hikayenin
sonunu tahmin etmeleri için yeterli olurdu. Buna rağmen ben durmadım, çünkü ben
hiçbir zaman hiçbir şeyi insanlar beni daha çok okusun diye yazmamıştım ve bu
da hep böyle devam edecekti.
Bu iki kadın birbirlerine aşıktı ve ne
yazık ki ailelerine anlatamıyorlardı. Aileleri onları çok yakın arkadaş olarak
biliyordu sadece. İkisinin aslında birbirlerine deli gibi aşık oldukları
akıllarının ucundan bile geçirmiyorlardı. Belki sizin de bu yazının bu kısmını
okuyana kadar kafanızda tasarladığınız iki kadınlı bu aşk hikayesi basit bir aşk
üçgeniydi. Sizin de aklınızın ucundan geçmedi belki de iki kadının birbirlerini
deli gibi sevebilecekleri lakin bu kadınlar birbirlerini gerçekten çok
seviyorlardı. Hatta aşkları için çok uzak diyarlara kaçmayı bile düşünüyorlardı.
Sadece ailelerini üzmemek için biraz daha beklediler. Birbirlerini o kadar çok
seviyorlardı ki sonsuza kadar bile bekleyebilirdiler. Ama ne yazık ki her
normal ilişkide olduğu gibi engeller çoğaldıkça bu iki kadının arasında ayrılık
çanları çalmaya başladı. Elbette bu birbirlerini sevmedikleri anlamına
gelmiyordu. Ayrılmış olsalar bile birbirlerini hala daha çok seviyorlardı. Her
normal aşk hikayesinde olduğu gibi ikisi de gereğinden fazla gurur yapıyordu. En
sonunda biri pes etti ve sevdiği kadını aradı. Acaba bu kadın aşkını gururuna
tercih edip sevdiği kadını aradığı için daha mı çok seviyordu sevildiğinden?
Araları eskisi kadar iyi olmasa da
düzelmişti. Tekrar dışarı çıkıp eğleniyor ve birçok güzel şey paylaşıyorlardı
eskisi gibi. Fakat arayan kadının beynini günden güne kemiriyordu, içindeki
acaba sevilmiyor muyum düşüncesi. İster istemez bu durum davranışlarına da
yansıyordu. Acabalar kafasında dolanırken sevdiği kadının beraber yaşamak
istediğini belirten romantik konuşması, adeta güneş yanığına yoğurt sürülmüş
insan rahatlaması yaşatmıştı bu kadında. Bu iki kadın bambaşka bir şehirde
beraber yaşamaya başlasalar da ilişkileri gün geçtikçe daha kötü bir hal
alıyordu. Komşuların şüpheci yaklaşımlarından tutun da ikisinin de ailelerinin
ne zaman bir damat adayıyla tanışacağız soruları ikisini de ayrı ayrı
bunaltıyordu. Ama akıllarından bir kere bile pes etmek geçmemişti. Bu
birbirlerini çok sevmelerinden kaynaklanan bir pes etmeme durumu değildi
sadece, içinde biraz da yaşadıkları toplumun bu tarz anormal görülen ilişkileri
kabul etmesi için savaşıyorlardı adeta kendi içlerinde.
Hikayeleri burada bitmiyordu elbet ama
benim biraz ara vermem gerekiyordu. Tam 18 sayfa yazı yazmıştım ki bu aylardır
kalem tutmamış parmaklarım için gerçekten fazlaydı. Kalemi bıraktıktan sonraki
ilk işim yazı yazarken bana engel oluyorlar diye tırnaklarımı kesmek oldu. Ardından
yarım saat kadar uzandım. Bu iki kadını düşündüm. Ne güzel bir aşk hikayesi ama
diye geçirdim içimden. Çok güzel ve tutkulu bir çifttiler. Hikayenin devamını
düşünmemek için uzandığım yerden tavanı izleyip farklı şeyler düşünmeye ittim
kendimi. Çünkü bu hikaye kalemimden birdenbire çıktı ve öyle devam etmeliydi. Yeterince
dinlendikten sonra masama oturdum. Kalemimi elime aldım ama kalem yarım saat
öncesindeki gibi kağıdın üzerinde akmıyordu, öylece olduğu yerde duruyordu. Keşke
ara vermeseydim pişmanlığıyla beraber üstelemeden masadan kalktım ve kendime
bir kahve yaptım. Hikayem hala daha masamda onu tamamlamamı bekliyor. Belki bir gün kalemlerimden biri masamdaki kağıtların üzerinden akıp benim hikayemi tamamlarlar,
belli mi olur.